Modern zamanların nesnesi olma vaadiyle yola çıkan birey, ancak modern zamanların “artık” bir öğesi olarak bunalıma sürüklenmiştir. Modern birey nitekim savaş, ekonomik kriz, bilgi bombardımanı ve yerellik/küresellik çıkmazında, hezeyanları ile baş başa bırakılmıştır. Söz konusu hezeyan, bir önceki yüzyıldan miras, karmaşık bir ontolojiye sahiptir. Bu karmaşıklık içinde birey ise savrulup durmaktadır. Savrulma sonucu modern birey huzursuzluk merkezli semptomlar göstermektedir. Modern bireyin temel karakteristiği huzursuzluk olup huzursuzluğunun sebeplerinden ikisi artık kimlik ve aidiyet olarak değerlendirilmelidir. Zafer Şenocak’ın Alman Terbiyesi romanının baş kişisi Salih’in de iki dünya savaşının ortasında Türk-Alman kimliği ile benzeri bir bunalım içerisinde olduğu görülmektedir. Bunalım, öncelikle savaşların atmosferindeki yüzyılın genel karakteridir. Öte yandan iki ayrı coğrafyada kendini gösteren “yurtsuzluk”, bunalımını tetikleyen bir diğer temel ögedir. Bu bağlamda asker Salih, varoluşçu çizgide kimlik, aidiyet problematiği yaşamakta ve hem tüm bu sürecin hem de modern zamanların bir çıktısı olarak huzursuzluğunu koyulaştırmaktadır. Salih’in kendisine sorduğu sorular bir girdap yaratmakta, Salih de içerisinde kaybolmaktadır.