“İMGELEMİN ANTROPOLOJİK YAPILARI” VE FOLKLOR: GILBERT DURAND'IN ARKETİPSEL SINIFLANDIRMA MODELİNE GİRİŞ
("LES STRUCTURES ANTHROPOLOGİQUES DE L'IMAGINAIRE" ET LE FOLKLORE: INTRODUCTION À LA CATÉGORISATION ARCHÉTYPALE DE GILBERT DURAND )

Yazar : Kubilay Aktulum    
Türü :
Baskı Yılı : 2018
Sayı : 19
Sayfa : 01-16
    


Özet
Belli bir sınır içerisinde kavranmak istendiğinde, her simge ya da imgenin belli bir toplumun dünyayı kavrama, sunma, temsil etme biçimine gönderme yaptığını söyleyebiliriz. İmge ve simge, söz konusu edilen toplumun her türden sanatsal, kurgusal, metinleştirilmiş folklorik ürünleri aracılığıyla, özel olarak toplumu temsil edenlerin yanında, genel olarak insan düşüncesinin işleyişini kavramaya olanak sağlar. Bu da imgenin özel ve geneli kapsayan simgesel yapısının temel özelliklerinden birisinin çoklubelirlenim olduğunu söylemeye götürür. İmge, tek bir şeye gönderme özelliğiyle, bireysel belirlenimleri yanına kültürel belirlenimler eklenerek evrensel bir değer kazanabilmektedir. Bir simge değeri taşıdığından, her imgenin rastgele anlamlar yüklenmek yerine anlamı bağlamsal kullanımlarla güncellenmektedir; bu yolla kökensel anlamının değişik dönemlerde sürdürülmesine olanak sağlanır. İmgelerin yoğun olduğu mitlerin doğasında bulduğumuz, “kılık değiştirerek yinelenebilirlik” özelliği metinlerarası bir okumanın önünü aralar. Gilbert Durand’ın imgelemi çözümleme modeli bir toplumun, toplumu oluşturan bireylerin düşünme, inanma, yaşama biçimlerini kavramada temel bir kavramsal alan ve model sunma arayışıdır. Bu nedenle araştırmacı, antropoloji, toplumbilim, psikanaliz ve psikoloji başta olmak üzere, değişik uğraş alanlarının verilerini toplumların inanma biçimleri, temsilleri, folklorları vb. aracılığıyla, değişik imge, simge ve arketipler üzerinden tanımlayıp sınıflandırır. Yaklaşımından, G. Durand’ın salt belli bir toplumsal grup üzerinde odaklanmadan, eski olduğu kadar yeni kültürel ve düşünme biçimlerini, uygarlıkları karşılaştırmalı bir perspektifte ele aldığı kolaylıkla anlaşılacaktır. Temel amacı değişik kültürlerin, toplumların, bireylerin yarattıkları imgelem biçimleri arasındaki benzerlikleri ve ayrımları ortaya koymaktır. Bunun için, imgelerin/simgelerin “aydınlık ve karanlık düzen/yapı” başlığı altında sınıflandırmasını yaparak işleyişlerini ve işlevlerini kavramaya uğraşır. Bu çalışmada, önce söz konusu iki düzenin oluşum koşullarını doğru kavrayabilmek adına, yaklaşımın temel güdüleri ve buna bağlı olarak kimi kavramların neler oldukları üzerinde duracağız. Konuya bir giriş niteliğindeki bu bölümde amacımız yaklaşımın bilgikuramsal (epistemolojik) çerçevesini belirlemektir.

Anahtar Kelimeler
Gilbert Durand, imgelem, imge, simge, arketip, arketipleştirme

Abstract
Quand on veut les saisir dans un cadre quelconque, on peut dire que chaque symbole et/ou image fait référence à une manière d’un peuple donné de présenter, de représenter, et de couvrir le monde. L’image et le symbole permettent, à travers des produits folkloriques, artisanaux et supposés du peuple dont il est question, de comprendre en particulier l’imaginaire des ses représentants et, en général, du fonctionnement de l’esprit humain. Ce qui nous permet de dire que l’un des traits distinctifs de la structure symbolique de l’image qui englobe aussi bien ce qui est particulier que commun est la surdétérmination. Avec son trait distinctif de renvoyer à ce qui est unique, l’image prend une valeur universelle à côté de sa valeur individuelle. Parce qu’elle porte une valeur symbolique, chaque image est affrachie de prendre des significations hasardeuses; sa signification est rendue actualisée suivant le contexte où elle est introduite; par ce biais, on permet de maintenir sa signification originère à des époques variées. Le particularité de la reprise déguisée chère à la nature intrinsèque des mythes où les images abondent ouvre la voie à une lecture intertextuelle. L’analyse de l’imaginaire proposée par Gilbert Durand vise à mettre en oeuvre un modèle et un champ notionel pour saisir le fonctionnement de l’imaginaire, de la manière de croire et de vivre d’un individu et d’un peuple. Pour ce faire, il emprunte ses matériaux, en tête, à l’anthropologie, la psychanalyse et la psychologie, et accessoirement à plusieurs autres domaines tels que manières de croyance des peuples, leurs représentations, leurs folklores, et à travers eux, il les définit et classe à partir de leurs images, symboles et archétypes. On comprendra dès lors de l’approche de G. Durand qu’il s’installe non seulment dans une perspective comparative sans se polariser sur un groupe donné mais sur les cultures anciennes et modernes, sur les manières de penser des diverses civilisations. Son objectif principal, c’est de dévoiler les différences et les ressemblances entre les formes de l’imaginaire des divers cultures, sociétés et individus. Pour le faire, il s’essaie de classer les images et symboles sous la catégoire du régime diurne et nocturne et d’appréhender leurs fonctions et fonctionnements. Dans ce travail, afin de saisir les conditions dans lesquelles ces deux régimes ont pris corps, nous nous proposons au premier abord de souligner les principales motivations de cette approche et de définir certaines notions qui y sont liées. Dans cette partie-là du travail, qui est une une introduction à la matière, nous visons à déterminer le cadre épistémologique de l’approche durandienne.

Keywords
Gilbert Durand, imaginaire, image, symbole, archétype, achétypologie