TÜRK EDEBİYATINDA MELÂL: 1950 KUŞAĞINDA BİR BUNALTI
(MISERYIN TURKISH LITERATURE: BUNALTI (AN ANGUISH) IN THE 1950 GENERATION
)
Yazar
|
:
Büşra Çopuroğlu
|
|
Türü |
:
|
Baskı Yılı |
:
2015
|
Sayı |
:
14
|
Sayfa |
:
195-207
|
|
Özet
Melâl kavramının irdelendiği düşünce akımlarından birisi olan varoluşçuluğun ilk olarak, 19.yüzyılda Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard tarafından felsefenin konusu olarak tartışmaya açıldığı kabul edilir. İnsanlık sorunlarını hiçlik, kaygı, yabancılaşma gibi kavramlar üzerinden açıklamaya çalışan varoluşçuluk, 1946’da bir konferansta, Fransız yazar/düşünür Jean Paul Sartre’ın sunduğu “varlık özden önce gelir” formülünü kazanmıştır. Edebiyatta varlığının en çok II. Dünya Savaşı’ndan sonra arttığı düşünülen varoluşçuluk, roman türüyle insan yaşantısını tasvir etmek konusunda özdeşleştirilmiştir. Dostoyevski’den Jean Paul Sartre’a kadar geniş bir edebiyat tarihi yelpazesinde yer edinen varoluşçuluğun Türk edebiyatına yoğun olarak 1950’lerde girdiği kabul edilmektedir ve etkisinin ağırlıklı olarak, “1950 Kuşağı” olarak adlandırılan bir grup yazarın eserlerinde hissedildiği kabul edilir. Bu çalışmada, Türk edebiyatında
1950 kuşağı roman ve öyküsünde varoluşçuluk etkisinin Demir Özlü’nün Bunaltı1 kitabı üzerinden açıklanması amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler
Bunaltı, Varoluşçuluk, felsefe, 1950 kuşağı, Demir Özlü.
Abstract
Existentialism has been one of the movements philosophy has dealt with to explicate the distress of humankind. The existential theme is believed to be first brought up to discussion as a philosophical study by Danish philosopher Søren Kierkegaard in the 19th century. Existentialism aims to define human issues through notions such as nothingness, anxiety, alienation and has gained the popular motto, “existence precedes essence” by French philosopher and writer Jean-Paul Sartre at a conference in 1946. This movement is believed to have shown more presence in literature after the World War II and has been associated with the novel genre in terms of depiction of human life. From Dostoyevski to Jean Paul Sartre, existentialism has occupied a significant place in a wide range of literary history. Thus, within this range, existentialism is believed to have found its way into Turkish literature in the 1950s. This impact has been more vivid in the works of a group of Turkish writers known as the “1950 Generation”. This study aims to exhibit the effect of existentialism in the 1950 Generation via Demir Özlü’s Bunaltı (1958) (Anguish) story book.
Keywords
Bunaltı (Anguish), existentialism, philosophy, 1950 generation, Demiz Özlü.