DURALİ YILMAZ’IN TARİHİ-BİYOGRAFİK ROMANLARINDA MOĞOL, SELÇUKLU VE OSMANLILAR
(MONGOLS, SELJUKS AND OTTOMANS İN DURALİ YILMAZ’S HİSTORİCAL-BİOGRAPHİCAL NOVELS
)
Yazar
|
:
Necmettin Özmen
|
|
Türü |
:
|
Baskı Yılı |
:
2014
|
Sayı |
:
12
|
Sayfa |
:
125-150
|
|
Özet
Edebiyatın bilim olup olmadığı yıllardır tartışılır. Bilim olmadığını iddia edenler edebiyatın konu ettiği âlemin itibari olduğunu, bilimin ise gerçekliği olan, tekrar edilebilir şeylerle ilgilendiğini söyler. Edebiyatın bu gerçekliğinden hareket edilirse iddia sahipleri haklı gibi görünür. Diğer fikir edebiyatın bilim olduğunu savunur. Bu iddia sahipleri fikirlerini ispat ederken edebiyatın bir şubesi olarak gördükleri edebiyat tarihi, edebiyat eleştirisi, edebiyat sosyolojisi gibi çalışma alanlarını ve bunların ortaya koyduğu sonuçları öne sürer. Edebiyatın bilimle, dolayısıyla gerçeklikle ilişkisi tartışmaları edebiyat türleri ile alakalı olarak da sürdürülür. Edebiyat türlerinden biri olan tarihî roman’ın gerçeğe ne kadar bağlı olacağı ya da olup olmayacağı bu tartışmalardan biridir. Bizatihi “ne”yin tarih olduğu-olmadığı da tartışılır. Bazı tarih düşünürleri, tarihî belge anlayışını sorgular. Onlar “tarih” olarak kabul edilenlerin aslında tarihçilerin “yorumu”ndan başka bir şey olmadığını, tarihî metin-belgeleri yazanların da aslında romancılardan çok farklı bir şey yapmadığını söyler. Çünkü tarihçiler de mevcut hadiseler üzerine düşüncelerini kaleme alır. Bu noktadan bakıldığında romancılar ile tarihçiler arasında fark kalmaz. Dolayısıyla romancının tarihe dair söyledikleri/yorumları da önemlidir. Çünkü romancı da yorumları ile bir “tarih inşa etmeye” veya “tarih telakkisini değiştirmeye” çalışır. Bu çalışmada, Durali Yılmaz’ın tarihî-biyografik romanlarına konu olan dönemlerdeki Moğol, Selçuklu ve Osmanlı idarelerini nasıl değerlendirdiği ortaya konulacaktır. Böylece, tarihçi ile romancının yaptığını eş gören ve tarihin “yorum”dan başka bir şey olmadığını söyleyen anlayış çerçevesinde Durali Yılmaz’ın tarih telakkisi belirlenecektir.
Anahtar Kelimeler
Tarihî-biyografik roman, Durali Yılmaz, roman.
Abstract
Whether literature is science or not is discussed for a very long time. As those who claim that the literature is not science tell literature is fiction but science deals with facts and things that can be repeated. From this viewpoint, the claimers appear to be correct. Others claim that literature is science. They use literary history, literary criticism and sociology of literature which they see as a branch of literature to prove their claim. The discussions about the literature and its relationship with reality are also maintained individually in relation to literature genres. There has been wide spread debate over to what extent historical novels will based on historical truths or even whether they should be. Even the very notion of “what” is/is not history is also discussed. Some thinkers on history question the approach of historical documents. This approach claims that the things we take for granted as “history” are, in fact, nothing but the historians’ “interpretations” and historical text-document writers are not very different from novelists as to they do. From this point there is no any difference of novelists and historians. Therefore, whatever novelists write regarding history also becomes important since novelists also try to “write a history” or “change the notion of history” through their interpretations. In this paper, we will try to present Durali Yılmaz’s interpretation of Seljuk, Mongol, and Ottoman authorities in the period that has been the topic of historical-biographical novels. Thus, we will determine Durali Yılmaz’s notion of history within the framework of the view claiming that what historians and novelists do is the same and history is nothing but interpretations.
Keywords
Historical-biographical novel, Durali Yılmaz, novel.