INSANITY IN THE POETRY OF NECİP FAZIL KISAKÜREK: IMAGES OF BOUNDARY SENSATIONS
(NECİP FAZIL KISAKÜREK’İN ŞİİRİNDE CİNNET: SINIR DUYUMLARININ İMGELERİ
)
Yazar
|
:
Cafer Şen
|
|
Türü |
:
|
Baskı Yılı |
:
2014
|
Sayı |
:
11
|
Sayfa |
:
89-105
|
|
Özet
Images of gin, ghost, and fairy, giant are the imagines of boundary sensations and perceptions. Boundary sensation occurs with violating the symbolic and imaginary borders. Necip Fazıl’s direction is, like every poet, from daily life, symbolic and cultural space to imaginary space where rich, exotic and authentic sensations exist. Deficiencies which poet cannot find in symbolic-cultural sensations cause the sensations in this space. Poet sees deficiency in creature. This deficiency is poet’s desire. To fill this deficiency poet attributes new features to the creature. Thus, he gets an image by changing previous creature. Changed into imagine move away from being concept, turns into desire. The poet uses language while changing the creature. Language being a system of signifiers replaces creature. Signifier becomes image of hearing, signified becomes concept. In language signified is lost under signifier. Now, signified becomes a desire far from object and concept. Because, the signifier replaces the signified. In literary language, signifier which is lost under the signified turns into a signified again. Thus, every signifier under a signifier turns into a signified. It lasts forever. This reveals the desire of desire. Images such as gin, ghost, giant and fairy show not only boundary sensations. Each of them is signifier that turns signified into a signifier. These signifiers are authentic, exotic pleasures, wishes and desires at the lowest level of the system. These signifiers of boundary sensations change from signifier statue into signified ones when they are placed under the images like gin, ghost, and giant. Here remains fairy,
ghost, giant, and gin signifier which are empty, independent from creature and covering it.
Anahtar Kelimeler
Poetry of Necip Fazıl, insanity, suspicion and fear in the poetry of Necip Fazıl.
Abstract
Necip Fazıl’ın şiirindeki cin, hayalet, peri ve dev imgeleri sınır duyum ve algılarını imgeler. Sınır
duyumu simgesel ve imgesel alanlardaki sınırların ihlaliyle ortaya çıkar. Her şair gibi Necip Fazıl’ın yönü
de gündelik hayattan, simgesel ve kültürel alandan zengin egzotik ve otantik duyumların olduğu imgesel
alana doğrudur. Bu alandaki duyumlara şairin simgesel-kültürel alanda bulamadığı eksiklikler neden
olur. Şair varlıkta eksiklik görür. Bu eksiklik şairin arzusudur. Şair eksikliği yok etmek için varlığa yeni
özellikler ekler. Böylelikle önceki varlığı değiştirerek imge elde eder. Bu nedenle imgeye dönüşen varlık nesne ve kavram olmaktan çıkar, arzuya dönüşür. Şair varlığı değiştirirken dili kullanır. Bir göstergeler sistemi olan dil varlığın yerini tutar. Gösteren, işitim imgesi, gösterilen ise kavram olur. Dilde gösterilen gösterenin altında kaybolur. Gösterilen artık bir nesne ve kavramdan uzaklaşarak birer arzu olur. Çünkü gösteren artık gösterilenin yerine geçmiştir. Edebi dilde ise gösterilenin altında kaybolduğu gösteren, tekrar bir gösterilene dönüşür. Böylelikle her gösteren bir gösterenin altında bir gösterilen konumuna geçer. Bu sonsuza kadar devam eder. Bu ise arzunun arzusunu ortaya çıkarır. İşte Necip Fazıl’ın şiirindeki cin, hayalet, dev ve peri gibi imgeler sadece sınır duyumların göstermez. Bunlar göstereni gösterilene dönüştüren birer gösterendir. Bu göstergeler sisteminin en altındaki gösterilen otantik ve egzotik hazlar, istekler ve arzulardır. Bunların gösterenleri sınır duyumlarıdır. Bu gösteren sınır duyumları cin, peri, hayalet ve dev gibi imgeler altına konulduğunda gösteren konumunda çıkarak gösterilene dönüşür. Burada geriye varlıktan bağımsız ve varlığı kaplayan içi boş gösterenler olan peri, hayalet, dev ve cin kalır.
Keywords
Necip Fazıl Şiiri, Necip Fazıl Şiirinde Cinnet, Vehim ve Korku