Abstract


DURALİ YILMAZ’IN ŞEYH BEDRETTİN İSYANCI BİR SUFİNİN DARAĞACI YOLCULUĞU ROMANI ÜZERİNDE BİR İNCELEME
Kurmaca ve fantezinin peşinde olan sanatkâr için tarih, istediği gibi yoğurup şekillendirebileceği, üzerine kendi gerçekliğini inşa edebileceği bir oyun alanıdır. Özellikle karanlıkta kalmış haklarında gerçekliği kanıtlanabilir bilgiye ulaşılmamış tarihî dönemler, kişiler ve olaylar sanatkârlara daha serbest bir alan sunar. Hakkında kısıtlı bilgiye sahip olunan, 15. yüzyıl Osmanlısında Kıyı Ege’de patlak veren isyandan sorumlu tutularak idam edilen Şeyh Bedrettin, sanatkârları kendine çeken tarihî bir kişiliktir. Söylenti ile gerçekliğin birbirine karıştığı yaşamıyla farklı çevrelerce sahiplenilen Şeyh Bedrettin, Cumhuriyet’in erken döneminde ilk olarak Şerefettin Yaltkaya tarafından inceleme konusu yapılır. Şeyh Bedrettin’in düşünce dünyası ve adının karıştığı isyan hareketi Marksist görüşe sahip sanatkârların Şeyh Bedrettin’i tarihteki ilk Marksist olarak anlamlandırmasına neden olur. Şeyh Bedrettin’le alakalı bilimsel ve sanatsal çalışmalar arttıkça farklı görüşlere sahip sanatkârlar, Şeyh Bedrettin imajını kendi gerçeklikleriyle yeniden kurarlar. Sanatkârın dünya görüşüne göre Şeyh Bedrettin Marksist bir isyancı ya da haksızlığa uğramış bir sufi olarak kurmaca dünyalardaki yerini alır. Bu çalışmada Durali Yılmaz’ın İsyancı Bir Sufi’nin Darağacı Yolculuğu romanın kurmaca dünyasındaki Şeyh Bedrettin imajı incelenmeye çalışılacaktır.

Keywords
Şeyh Bedrettin, isyan, tarih, kurmaca
Kaynakça