Lacan sabit bir öznenin varlığını reddeder, dil sürçmeleri yaşayan, ayna imgesine hapsolmuş, eksiklikle damgalanmış, arzunun tatminsizliğine mahkûm olmuş bölünmüş özneyi konu edinir. İmgesel, simgesel ve gerçek olarak adlandırdığı üç düzenle özneleşme sürecini, öznenin yapısal kategorilerini/konumlarını (nevrotik, sapkın, psikotik) ve geliştirdiği mekanizmaları (bastırma, inkâr etme, men etme) inceler. Terminolojisinde önemli yer tutan ilk Öteki olarak anne, ayna evresi, ayrılma, bir metafor olarak Baba-nın-Adı ve Anne-nin-Arzusu, yasa, Oidipus kompleksi, kastrasyon, fallus, bilinçdışı, jouissance, objet petit a, fantezi, söylem vb. ile özneyi bütünlüklü olarak kuşatır. Arzu kavramsallaştırmasında öznenin tamamlanmamış varlık olma durumuna, arzunun bu eksikliği takip eden ve gidermeye/doldurmaya yönelen dürtüleri yönlendirmesine, eksikliğin giderilmesi için öznenin nesnelere yönelmesini ve dolayısıyla nesne seçimini etkileyen bilinçdışı süreçlerle ilgisine ve arzunun doğası gereği gösterenler aracılığıyla ifade edilmesine dikkati çeker. Bu makalede ilk edebî roman olarak değerlendirilen İntibah’ın öznesi Ali Bey’in eksiklik ve arzu karşısındaki durumu, Öteki ile ilişkilenmeleri ve nesne seçimi Lacan’ın değinilen kavramsallaştırmalarından hareketle ele alınacaktır.