Halit Ziya Uşaklıgil, Servet-i Fünûn döneminin hassasiyetlerini taşıyan, toplumsal hayattan ziyade bireyin iç dünyasını ve ruh hâllerini ortaya çıkaran önemli bir kalemdir. Daha çok romancı kimliğiyle bilinen yazar; hikâye, mensur şiir, anı gibi farklı türlerde de eserlere sahiptir. Hikâyelerinde kendi bedeni, kendilik değerleri ve dış dünya ile yüzleşen kahramanlara yer verir. Kendi olmayı gerçekleştirmeyi isteyen bireyin varlığını vurgular. Metinlerinde bireyin varlığının dikkat çektiği, kendini arayış ve kendine dönüşün ontolojik bir problem olarak sorgulanmaya başlandığı açıktır. Bu bağlamda Mâi Yalı hikâyesi dikkat çekicidir. Yirmi yıldır geçirdiği zamanın boşa olduğunu düşünen bir gemi kaptanının kendiyle yüzleşmesini ele alır. Varoluşsal sorgulama biçimiyle bireyin kendine dönüşünün ele alındığı bu hikâye, bireyin içsel çatışmasını ortaya koyması bakımından önemlidir. Makalede amaç Halit Ziya’nın Mâi Yalı hikâyesinde bireyin içsel çatışmasını nasıl ortaya koyduğunu ve bireyin kendine dönüşünü nasıl ele aldığını tespit etmektir.