Abstract


MUZAFFER BUYRUKÇU’NUN ÖYKÜLERİNDE MEKÂNSAL YABANCILAŞMA

Kolektif bilinçten damıtılarak gelen bellek kodlarının ve binlerce yıllık tarihsel süreçte meydana getirilen kendilik değerlerinin korunaklı kalesi durumundaki kimlik mekânları, aidiyet hissi yaratması yönüyle dünyalık zamana güvenli bir biçimde tutunmayı sağlar. Bireyin, kendini ait hissettiği kimlik mekânlarından göç etmek zorunda bırakılması, yurtsuzluk bağlamında yabancılaşma sorununun ortaya çıkmasına neden olan bir süreç yaratır. Mekân değişimine bağlı olarak gelişen yabancılaşma, çalışmada, göç edimi ve göçmen algısı üzerinden değerlendirilecektir. Arnavut göçmeni olan Muzaffer Buyrukçu, mimetik bellekten yola çıkarak meydana getirdiği kurgusal metinlerinde, bireysel ve toplumsal bir dönüşüm unsuru olarak görüngülenen göç ve göçmen sorununu ele alır. Göçmenlerin yaşadığı trajik deneyimlere tanıklık eden yazar anlatılarında, onların yaşantısına yer vererek çok yönlü çıkarımlarda bulunur. Bu nedenle özyaşamöyküsel izlerin bulunduğu öykülerde başat izlek, mekânsal yabancılaşma olarak belirir. Bulundukları yerlerde kendilerini ‘yaban’ hisseden anlatı kişileri, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik biçimde irdelenirken anavatan ile göç edilen yer/ ülke arasında sıkışmaları, yabancılaşmayı güçlendiren bir durum olarak açımlanır.



Keywords
Kimlik mekânları, mekânsal yabancılaşma, bellek kodu, öykü.
Kaynakça