Abstract
EPİK DESTAN GELENEĞİ VE SİMAVNE KADISI OĞLU ŞEYH BEDREDDİN DESTANI
Toplumların millet olma sürecinde önemli bir yere sahip olan destanlar, toplumun ortak hafızasının yansımaları olarak, doğal bir yapıda sözlü kültür geleneğiyle veya yapay biçimde kurgulanarak varlık kazanır. Sözlü anlatı geleneğinin ürünleri olan doğal destanlar, genellikle toplumların kültürel belleğinde iz bırakan ölüm, göç veya doğal afet gibi büyük hadiselere dayalı tarihsel gerçeklikten kaynak alır. Ortak toplumsal bilinçle kurgulanır ve nesilden nesle aktarılarak epik bir anlatı hâline dönüşür. Yapay destanlar ise yine genellikle tarihe mâl olan kişi veya olayların bir sanatkâr tarafından kurgulanıp kaleme alınmasıyla oluşan anlatılardır. Toplumların ortak tarihî yaşamlarının ve bunun sonucunda oluşan ortak hafızalarının yarattığı doğal destanlarla yapay destanların kurgusal kodları ve anlatı özellikleri, kimi zaman kesişir kimi zamansa ortak bir bağlama ya da farklı bir düzleme taşınır. Bu çalışmada Nâzım Hikmet tarafından tarihî bir karakterin ve onun yaşamının bir döneminin kurgulanmasıyla kaleme alınan Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı’nın Türk edebiyatındaki epik destan geleneğiyle olan ortak yanları ve ayrışan yönleri ortaya konmaya çalışılacaktır.
Keywords
Epik, Destan, Nâzım Hikmet, Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı.