Abstract


SAF ŞİİR İLE ŞİZOFRENİK SÖYLEMİN MÜŞTEREKLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Son yıllarda yapılan çalışmalarla saf şiirle şizofrenik söylem arasında müşterekler neredeyse yadsınamayacak bir hâle geldi. Bunun nedeni ise saf şiiri kaleme alan şair de şizofren gibi varlığa yönelirken onu uzakta tutar, varlığı mikroskobik düzeyde parça parça ayırarak gözlemlerde bulunur. Böylelikle varlık hakkında önceden oluşturulmuş anlamın standart nedenlerini ve şematik kabullerin parçalanır. Böylelikle varlığın sabitlenen değer ve anlamından soyunmuş yalın varoluşuyla karşılaşır. Artık şair veya şizofren nazarında varlığın göstereni, alışılagelen diğer nesnelerle ilişkisi, yaşamdaki işlevsel yolu bütünüyle değişmiş olur. İşte böylesine bir varlık algısı veya duyumu saf şiir ve şizofrenik söylemde dilbilimsel sapma ve çarpıtmalar şeklinde görülür. Hatta dil içerisinde bu yadırgatma ve yabancılaştırma o kadar ileri gider ki neredeyse gösterilensiz gösterenlerle kaleme alınan şiirler ve söylemlere tesadüf edilir. Bu nedenle saf şiir ile şizofrenik söylemin imgeleri arasında bir benzerlik meydana gelir. Bu imgelerden birkaçı durağanlık, donukluk, aydınlık, sınırsızlık, sonsuzluk, kopmuşluk, cansızlıktır. Bütün bu müştereklere rağmen saf şiir ve şizofrenik söylemin birbirinden ayrılığı noktalar ise saf şiirde şair, düşüncelerine çekidüzen verir. Bu nedenle saf şiirdeki dilbilimsel sapma ve çarpıtmalar düzenlenmiştir. Şizofren ise düşünceleri tarafından yönetildiğinden söyleminde böyle bir düzen mevcut değildir. Şizofrenin düşünceleri inatçı ve ısrarcıyken saf şiiri kaleme alanın düşünceleri kendi tarafından ayarlanır. Bu noktada saf şiir ve sizofrenik söylem denetim ve belirli bir amaca yönelik olmasıyla birbirinden ayrılır.

Keywords
Saf şiir, Şizofren, Söylem, Ahmet Hamdi Tanpınar, Paul Valery
Kaynakça