Abstract
SIKIŞTIRILMIŞ FELSEFE: AYNADAKİ YALAN
Necip Fazıl Kısakürek, milli-manevi iklimimizin organik kimliğidir; hayatı, yaşadıkları, sancıları, dönüşümü ile hesaplaşmanın tarihidir. Ülküleşmiş bir öznenin sesi olan sanatkâr, insanın ontik anlamlar bütününe ve özgür içkinliğin derinlerindeki aşkınlık ile kendi doğumunu gerçekleştirme gücüne sahip olduğunu ifade eder.
Sanatkârın içsel dönüşüm mesajlarının metinleştiği Aynadaki Yalan adlı tek romanı, bireysel çözülmeyi engellemek yönünde çağrı metinler niteliğindedir. Eserde felsefe asistanı olan başkişi Naci’nin öyküsü merkezli değerlerin sarsıntısı, normların baskısı, yerleşik kuralların bağlayıcılığı ile yaratıcılığının kısıtlandığını fark eden bireylerin sessiz çığlıkları söze dönüşür. Başkişinin felsefi düşüncesinin temelinde yozlaşan ve yabancılaşan insani temellere karşı sorgulayıcı tepkisinin varlığı yatar.
Bu çalışmada Aynadaki Yalan romanı, yansıtıcı ve yaratıcı dizgeler bakımından çözümlenerek hiç ile hep arasında ortada kalmaya zorlanan bireyin kendiliğini arayışının kurgusal uzamdaki izdüşümlerine işaret edilecektir.
Keywords
Necip Fazıl, ayna, yalan, arayış, sorgulama.