Abstract
ERDAL ÖZ’ÜN ROMALARINDA İZLEKSEL KURGU
İnsan, varoluşunu şuurla algılamaya başladığı andan itibaren benlik duyumsamasını da deneyimler. Bu durum akıl ve iradî tavır kavramları ile yakın bir ilişki içindedir. Ben’in inşasında görünüm kazanan olumsuzluklar, akla sahip olan insanın iradî tavır sergilemesini olumsuz etkiler. Bireyleşme problemlerinin somutluk kazandığı ve giderek arttığı modern çağda var olan insan, bu açmazlar neticesinde bir varoluş krizi ile yüzleşmek zorunda kalır. Bu varoluş krizini tecrübe eden kişi; aidiyet, sevgi ve sahiplenilme ihtiyacını da tatmin etmekte bir takım problemlerle karşılaşır.
Modernizmin Türkiye’de somut olarak gözlemlendiği 1960’li yılların başında Odalarda romanını yayımlayan Erdal Öz, kurguladığı isimsiz kahramanla, modernizmin insanı tek tipleştirmesine karşılık ironik bir eleştiri getirir. İsimsiz olan roman başkişisinin aile kurumundan yoksun oluşu onun Ben’ini olumsuz yönde etkiler. Bu durum neticesinde bir varoluş kriziyle yüzleşen başkişi, kendine ve çevresine yabancılaşarak sömürüye ve yönlendirilmeye açık bir hale gelir. İnsanın yaratılış kodlarına olan cinsellik itkisiyle kendini gerçekleştirebileceğini sanan başkişi, sahip olduğu sanrılar neticesinde hiçleşir ve bunaltı
hâlini deney/im/lemek zorunda kalır.
Bu çalışmada mekânsal düzlemdeki bölünmüşlüğü de imleyen Odalarda romanında karşımıza çıkan; yabancılaşma, varoluşsal bunaltı, toplumsal eleştiri, sömürü ve cinsellik izlekleri değerlendirilmiştir.
Keywords
Cumhuriyet Devri Türk Edebiyatı, modernizm, Erdal Öz, Odalarda, varoluş krizi, bunaltı.