Abstract
KOLAJ NEDİR? LOUIS ARAGON ÖRNEĞİ
Mihail Bahtin’in neredeyse tüm çalışmalarında ileri sürdüğü temel varsayım, her söylemin başka söylemlere gönderdiği, söyleşim boyutundan yoksun söylemin bulunmadığıdır. Bakhtine’in seslerin çokluğu, çokseslilik yanında söyleşimcilik boyutundan yoksun sözce bulunmadığı ilkesinden yola çıkan metinlerarasılık, yapıtların temel bir özelliği, temel bir yazınsallık olgusu durumuna getirilmiştir. Söyleşimsel boyut ya da metinlerarasılık ile yapıtlarda bir dizi ayrışık alan yaratılır. Bir kolaj tanımlaması yaparken onun yer aldığı yapıtta ayrışıklık yaratan metinlerarası bir yöntem olarak ele alınması postmodernist kuramcılarca benimsenen bir tutumdur. Kolajın metinlerarası bir imge olarak kullanımı kuramsal bir çerçevede irdelenirken bu konuda ilk derinlikli tanımlamaları yapan Louis Aragon’u anmak bir
zorunluluktur. Gerçekten de XX. yüzyılın en önemli yeniliklerinden biri olarak kabul edilen, daha önce var olan yapıtlardan, nesnelerden, iletilerden belli sayıda unsuru alıp yeni bir yapıt içerisine sokmaya dayanan kolajın (yapıştırma), çoğunlukla, 1910'lu yılların başında plastik sanatlar alanında doğduğu söylenir; ancak kolaj konusunda en tutarlı tanımlamaları Aragon’un kimi yazılarında buluruz. Bu çalışmada ister sözsel olsun ister olmasın, yeni bir bütün içerisine sokulan gazete manşetlerine, makalelerine, ilanlara, resmi belgelere, afişlere, prospektüslere, broşürlere, başka metinlerden parçalara; kimi zaman da moda şarkılara, opera parçalarına, radyo anonslarına vb. daha önce düzenlenmiş ayrışık unsurlara gönderen (Bu listeye, sözcükleri, klişeleri, basmakalıp sözleri, atasözlerini, kısacası metin-dışı her tür öteki unsuru
ekleyebiliriz), postmodern metin kuramcılarına esin kaynağı olmuş, metinlerarasılık kavramıyla yan yana anılan kolajın ağırlıklı olarak Louis Aragon’un yazılarındaki karşılıklarını ortaya koyacağız.
Keywords
Kolaj, Louis Aragon, metinlerarasılık, “Collages”.