Abstract
GÜLCEMAL’DEN TUHAF BİR YOL HİKÂYESİ YAHUT BİR HUZURSUZUN SEYR Ü SÜLÛKU: al-qalandar
Bu çalışmada, Mylassiad isimli romanıyla adını duyuran Gülcemal’in ikinci eseri al-qalandar konu edinilmektedir. Biri “gerçek” diğeri “zihinsel/fantastik” diyebileceğimiz iki boyutu bulunan roman, ilk olarak özetlenmiş ve ardından adının yaptığı gönderme dikkate alınarak tasavvufî bir metin olup olmadığı konusunda sorgulanmıştır. Satır aralarında; varoluş nasıl bir durumdur? “tek” olarak yaşamak mümkün müdür?, insan mekanda ve zamanda kaçışlar yaparak başka bir çağın kişisi olabilir mi? gibi çetin sorular okunabilen al-qalandar, daha sonra da; anlatıcıları, anlatım teknikleri ve bakış açılarıyla değerlendirilmiştir. İncelemenin üçüncü bölümünde, roman parodik bir yapı olarak ele alınmaktadır. al-qalandar’ın,Aristofanes’inKurbağalar’ından çeşitli tarih anlatılarına, menakıbnâme ve velayetnâmelerdenYedi Uyuyanlar’a kadar bir dizi metni parodi ettiği belirlenmiştir. Roman, bir yandan da, Mevlânâ, Yunus Emre ve Nasreddin Hoca’yı,dünya ve hayat görüşleriyle yorumlamıştır. Dördüncü bölümde, işte bu, farklı bir bakış açısıyla yapılmış kıyaslamalar üzerinde durulmaktadır. Nihayet, beşinci bölümde, al-qalandar’ın dili, üslûbu ve kurgusu incelenmiştir.
Keywords
Gülcemal, al-qalandar, Mylassiad, Seyr ü Sülûk, Kalender, Tasavvuf, Odman Baba, Menakıbnâme, Velayetnâme.