Abstract
KEMAL TAHİR ÖYKÜLERİNDE LABİRENT MEKÂNLAR
Toplumsal gelişim ve değişimlere aydın bakışı ile yaklaşan Kemal Tahir, çağının sorunlarına işlevsel çözümler üreten bir tanıktır. O, anlatılarında sosyal çatışmaları ve ahlaki tezatları anlatır. Aydınlık gerçekçilik fikriyle şekillendirdiği sanatının hareket noktası; gerçekleri iyi-kötü, görünen-görünmeyen boyutlarıyla eserlerine taşımak ve kurmaca dünya aracılığıyla sosyal yaşamdaki çarpıklıkları yansıtmadır. Bireysel ve toplumsal yozlaşmanın mekân ile bağıntısını önceleyen sanatkâr, kişi-mekân ilişkisini sorunsal açıdan aktarır. Gözlem ve tasvirin ön planda olduğu Kemal Tahir öykülerindeki mekânlar, sadece topografik bir yer niteliğinde değil, ilişkilerdeki bozulmanın en çok belirginleştiği değerler dizgesi halindedir. Öykülerindeki mekânların darlığı fiziksel özelliklerinden ziyade karakterin kendini sıkıştırılmış hissetmesinden kaynaklanır. Mekânlar, fiziksel olarak açık/ geniş nitelikli olsa bile olumsuz nitelikleri ve çağrışımları ile labirentleşir. Bu çalışmada Kemal Tahir öykülerindeki kısıtlanmışlığın, korkunun, tükenişin mekânı ile bireysel ve toplumsal çürüme arasındaki bağıntı tahlil edilecek; yozlaşmış düzenin parçası labirent mekânların ezen, sınırlayan işlevi; sosyal ve ekonomik şartların tükettiği küçük insan tipi üzerindeki etkileri psikanalitik ve sosyolojik yönden değerlendirilecektir.
Keywords
Kemal Tahir, öykü, mekân, labirent, küçük insan, yozlaşma.