Abstract
HALİD ZİYA UŞAKLIGİL’İN ANILARININ GÜNCEL BİR YAKLAŞIMLA DEĞERLENDİRİLMESİ
Anı, bir edebiyat türü olarak yaşanmış olması nedeniyle edebiyatın kurgusal tarafından ayrılmaktadır. Halid Ziya, edebiyatın bazı türlerinde olduğu gibi anı türünde de çağdaşları arasında önde gelmektedir.
Biz Aşk-ı Memnu’nun önemini, yazarının edebî yönünü ve Türk yazınına kazandırdıklarını tartışmasız
kabul ediyoruz. Ancak yazarın insan yönü ile tanışmak, anılarını okumakla mümkün olmaktadır. Anıları okumak, çocuk Halid Ziya’dan genç Halid Ziya’ya, yetişkin Halid Ziya’dan yaşlı Halid Ziya’ya uzanan bir devri onunla beraber yaşamak demektir. Kırk Yıl’ı, okuyan kişi bireyden topluma uzanan bir hayatın serüvenini paylaşır. Bireyle birlikte topluma doğru edebî ve sosyal boyutları olan bir yolculuğa çıkar. Yolculuk, Saray ve Ötesi’nde toplumdan devlete ve siyasal yapılara doğru sürer. Böylece devletin en ücra köşelerinden (örn. müstahdemler odası), saraya kadar bilmediğimiz bir dünyayı keşfederiz. Bir Acı Hikâye’de ise acılı bir babanın hüznüne tanık oluruz.
Hatıraların dil, edebiyat, sanat ve tarih açısından değeri tartışılmaz. Yazarın tarafsız ve nesnel olmaya çalışan tutumu, ölçülü ve objektif bakış açısı, kişilere ve olaylara polemikten uzak yaklaşımı bu anıları, kuşkusuz daha değerli ve anlamlı kılmaktadır.
Keywords
Anı, tarih, edebiyat, Servet-i Fünun, Kırk Yıl, Saray ve Ötesi.