Abstract


OSMAN NECMİ GÜRMEN’İN ÖYKÜLERİNDE VAROLUŞÇULUĞUN GÖRÜNTÜ DÜZEYLERİ
Varoluşçuluğun 20. yüzyılın ortalarına doğru felsefi bir akım olarak güç kazanması, duygu ve düşüncelerin estetik ölçüler içerisinde anlatıldığı edebi eserlere de yansır. Bu anlamda eserlerinde ontolojik kaygı ile Varoluşçu felsefeye yönelen yazarlardan biri de Osman Necmi Gürmen’dir. Varoluşçu felsefenin güç kazandığı döneme tanık olan Osman Necmi Gürmen (d. 1927- ö. 2015), yaşadıklarının da etkisiyle bu felsefi yönelimin etkisine kapılır. Özellikle, öykü karakterlerini, varoluşsal süreçlerden geçen, kendisiyle ya da toplumla çatışmalar yaşayan kişiler olarak metinlerinin merkezine yerleştirir. İçinde bulundukları düzenin bir kuklası olmayı reddeden bu karakterler, aykırı olmayı tercih ederken varoluşsal seçimlerinin özgürlüğünde şekillenen sorumluluklarının farkındalığını “birey olma” sürecinde ortaya koyarlar. Kendi olmayı gerçekleştirmek isteyen öykü kişileri, toplumsal kuşatılmışlığın etkisini derinden hissederken yaşamın çıkmazları içinde yabancılaşırlar. Kimliklerini bir özgürlük sorunu olarak duyumsayan, yabancılaşmayı var olana başkaldırı şeklinde algılayıp bu doğrultuda tepkiler veren karakterlere dönüşürler. Edebiyat biliminin sosyoloji ve felsefe ile bağlantılı olması, edebi metinleri disiplinler arası bir yöntemle incelemeyi gerektirir. Çalışmada, bu disiplinler arası yöntem ışığında, Osman Necmi Gürmen’in öykülerine yabancılaşma, özgürleşme özelinde varoluşsal açılardan yaklaşıldı.

Keywords
Osman Necmi Gürmen, Varoluşçuluk, yabancılaşma, özgürlük, cinsellik.
Kaynakça