MESTİZA BİLİNCE VE KÜLTÜREL ŞİZOFRENİYE DAİR: GÖLGELER VE HAYALLER ŞEHRİNDE TÜRK EDEBİYATININ SOYSUZU
(OF MESTIZA CONSCIOUSNESS AND CULTURAL SCHIZOPHRENIA: INGLOURIOUS BASTARD OF TURKISH LITERATURE IN GÖLGELER VE HAYALLER ŞEHRİNDE )

Yazar : Mehmet Mustafa Örücü    
Türü :
Baskı Yılı : 2022
Sayı : 27
Sayfa : 01-14
    


Özet

Bu makale, Murat Gülsoy’un Gölgeler ve Hayaller Şehrinde adlı romanında, Türk edebiyatının en tartışmalı konularından biri olan aydın meselesini farklı bir bakış açısı ile ele alışını, Quentin Tarantino’nun Inglourious Basterds filmi ile mukayeseli bir biçimde analiz etmeye çalışır. Tarantino’nun, nazi soykırımını farklı bir kurgu ile vermesi ve Yahudileri tatmin amaçlı üretilen filmlere eleştirel yaklaşımı analizin yalnızca çıkış noktasını oluşturmaktadır. Makalede Gülsoy’un bu romanı ile Türkedebiyatında bir nevi öteki imgesine dönüştürülen aydının mestiza bilinci ile kendi bilincimiz arasında köprü kurarak Türk aydınına yöneltilen eleştirileri sorguladığı iddia edilmektedir. İki yüz yıldır yaşanan kültürel şizofreni hikâyesinin sadece aydına mal edilemeyeceğini imleyerek bir aydının hikâyesi üzerinden kendi gerçekliğimizi fark etmemizi sağlamaya çalışır. Romanın ana karakteri Fuat’ın mektup anlatım tekniği sayesinde içini şeffaf ve samimi bir biçimde okuyucuya açması, yaralı bilincini, içinde kendimizi seyrettiğimiz bir aynaya adeta dönüştürmektedir. Gülsoy bu romanı ile, Türk aydınının, edebi metinlerde modernleşme hikâyemizin günah keçisine dönüştürülmesine itiraz etmektedir.



Anahtar Kelimeler
Gölgeler ve Hayaller Şehrinde, aydın, mestiza bilinç, kültürel şizofreni

Abstract

This article analyzes Murat Gülsoy's approach to intellectual as one of the most controversial topics in Turkish literature in his novel titled Gölgeler ve Hayaller Şehrinde, comparatively with Inglourious Basterds by Quentin Tarantino.Tarantino’s portrayal of the holocaust with different fiction is only the starting point of the analysis. Throughout this novel, Gülsoy questions the criticisms on Turkish intellectual, who has been an image of the other in Turkish literature, building a gateway between the mestiza consciousness of intellectual and our consciousness.The fact that the main character of the novel, Fuat, opens his heart to the reader transparently and sincerely, almost transforming his mestiza consciousness into a mirror in which the reader can watch himself/herself. The author can capture this sincerity and transparency thanks to the epistolary novel.This article claims that Murat Gülsoy objects to the intellectual chosen as the scapegoat for our modernization story in Turkish literature.



Keywords
Gölgeler ve Hayaller Şehrinde, intellectual, mestiza consciousness, cultural schizophrenia